16 Nisan 2010 Cuma




Türkçemizi Yüceltmek
Türkçemiz'i Yüceltmenin Önemi



Dilin önemi konusunda çok şey söylenir. Bunun yanında gerçek anlamda taşıdığı önem; konu sadece
dilin kendisi olarak algılandığından veya algılatıldığından söylenemez. Bahsettiğimiz konu,
ülkeler arasında var olan, dili ve kültürü bozmaya yönelik olarak yürütülen ruhbilimsel savaştır. Türkçe güçlü bir dildir, bu gücünü yok etmek üzere Türkçe’ye bilerek veya bilinmeyerek saldırılar düzenlenmektedir, bu saldırıların etkisiz hale getirilmesi ise hayati önem taşımaktadır.

Dilin önemi konusunda çok şey söylenir. Bunun yanında gerçek anlamda taşıdığı önem; konu sadece dilin kendisi olarak algılandığından veya algılatıldığından söylenemez. Bahsettiğimiz konu, ülkeler arasında var olan, dili ve kültürü bozmaya yönelik olarak yürütülen ruhbilimsel savaştır. Türkçe güçlü bir dildir, bu gücünü yok etmek üzere Türkçe’ye bilerek veya bilinmeyerek saldırılar düzenlenmektedir, bu saldırıların etkisiz hale getirilmesi ise hayati önem taşımaktadır.

Türkçe güçlü bir dildir savının içeriği nedir? Öncelikle Türkçe matematiksel ifadelere çevrilebilecek kurallarla tanımlanabildiğinden gerçek bir bilim dilidir(halbuki ingilizce böyle değildir). Belirli ekler ve belirli seslerle, belirli anlamlarda kelimeler türetilebilmektedir. Hatta, kelime türetme ve kök bulmaya yönelik hazırlanmış bilgisayar programları, Türkçe’nin bu özeliklere sahip yegane dil olduğunu kanıtlar. Ayrıca Türkçe’nin var olan ses uyumu, tutarlılığı ve sesçil olması ona güzel bir tını verir, anlaşılırlığını ve öğrenilebilirliğini kolaylaştırır. Bununla beraber Türkçe’si olduğu halde dilimize girmiş yabancı kelimeler; kavram yanılsamasına sebep olmakta, Türkçe kelimelerin kafamızda uyandırdığı ön imgeleri uyandıramayarak, ayrıca ezberlenmesi gereken kelimeler durumuna düşmektedir. Söz gelimi konu hakkında bilgisi olmayan bir öğrenciye “termodinamik” dediğinizde hiç bir ön anlam kafasında uyanmayacak , ama “ısıl devinim” dediğinizde ısıl bir döngüden söz edildiği düşüncesi kafasında uyanacaktır, bu ön imge ile konu çok daha iyi bir şekilde anlaşılacaktır.Halihazırda Türkçe büyük bir savaş vermektedir. Bu savaş çok yönlüdür. Ama önce tarihteki dil ve kültür katliamlarına bakalım. Roma İmparatorluğu savaşarak elde edemediği yerlerin kültürünü dolayısıyla dilini bozarak asimile eder, böylece kendi benliğini koruyamayan bireyleri, kolayca buyruğu altına alırdı. Aynı şekilde, bunu örnek alan 19. yüzyılın süper gücü İngiltere de, İrlanda’nın resmi dilini İngilizce’ye çevirterek bu ulusta İrlanda dili “Gaelik” i bilenlerin sayısını yarım asırda %30 lara düşürmüş, İrlanda ulusunu yok olma noktasına getirmişti. Benzer şekilde çağımızın süper güçleri ve tüketici toplum kültürü hastalığını yayarak diğer kültürleri yok etmek isteyenler de gözünü güçlenmesinden korktukları Türkiye’ye çevirmişlerdir. Türkiye’de eğitimin çok güçlü olduğu 1950 lerde yabancı dille eğitimin yaygınlaşmasıyla eğitim, büyük bir gerileme kat etmiştir. Türkçe yapıldığı sanılan üniversite eğitimi bile aslında “stabilite”, “reaksiyon” gibi anlaşılması zor yabancı kelimelerle yapılmıştır. Doğrudan eğitimi ingilizce olan kurumlarda ise söyledikleri anlaşılmayan ve söylediklerini anlayamayan insanlar yetişmiştir. Ne yazık ki ileriye gitmenin herşeyi taklit etmek olarak algılanması, doktorların ve mühendislerin yaptığı gibi anlaşılmaz kelimelerle konuşmanın marifet ve üstünlük sayılması, tüketim kültürü temsilcileri tarafından kullanılmış; değerlerimiz ve düşünce üretimimiz yok edile gelmiştir. Bu da bizi köleleşmeye doğru hızla sürüklemekte ve millet olarak aramızdaki iletişim bağını da zayıflattığından insanlıktan uzak bir toplum haline getirmektedir. Türkçe’nin korunması ise yukarıdaki durumların gerçekleşmemesinin yanında, Türkçe’nin ve Türk kültürünün sahip olduğu insani duygu ve kavramların yaşatılması açısından önemlidir. Mesela ingilizcede “gönül” kelimesi yoktur, “aşk” kelimesinin dilimizde “cinsel çekim” anlamına gelmemesi de diğer bir örnektir. Türkçe, türk insanının ihtiyaçları doğrultusunda işlenerek bilime yön verir; varlıklar ve kavramlar zaten Türkçe düşünüldüğünden, Türkçe olduğu haliyle var olduğundan bilim ve sanat ilerler.

Sonuç olarak üretebilen, düşünebilen özgür yarınlar ancak Türkçe’nin yaşatılması sayesinde ortaya çıkabilir. Türkçe eğitim almış, kimliğini unutmamış bilim dünyasında sayısız başarılar kazanmış, dünyanın en genç profesörü, Türkiye Cumhuriyeti Profesörü gibi ünvanları alan tek kişi olmasının yanında sayısız devlet nişanı almış bir kişi olan Türk Aynştaynı Oktay Sinanoğlu buna örnek gösterilebilir. Kimya, biyoloji, matematik ve fizik alanlarında devrim yaratmış çalışmalarını Türkçe bilime sahip çıkmasıyla gerçekleştirebildiğini belirtmekle Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkmaktadır.Ekte Atatürk’ün dil ve kültür üzerine söylediği Türk Tarih Kurumu tarafından da onaylanmış bir yazı mevcuttur.


KAYNAKLAR:
1. Aksan Doğan, “Türkçe’nin Gücü” , 1995
2. Polat Yusuf , “İnceleme”, http://www.yahoogroups.com/group/oktaysinanoglu , 2002
3. Sinanoğlu Oktay , “Bye Bye Türkçe”,
4. Türk Tarih Kurumu Arşivleri



13 Nisan 2010 Salı

Göreniniz, bileniniz, Duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı:
Bu günden sonra, divanda, dergâhta,Bârgâhta, mecliste, meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri,
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şasırdım merak ettim,
Dolandığımız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen, Radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna
Şaşıranınız var mı?
Dükkânın store, bakkalın market, torbanın poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross market
,Ucuzluğun, damping olduğuna Kananınız var mı?
İlan tahtasının illboard, sayı tablosunun skorboard,
Bilgi alışının rifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğrasın hobby olduğuna
Güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişindewelcome çıkışında goodbye
Okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın, body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın,prestij olduğunu Bileniniz var mı?
Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin, ostalji olduğunu
Öğreneniniz var mı?
İş hanımızın plaza, bedestenimizin galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye
Gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast food,Yemek çeşitlerimizin menü
Hesabını, adisyon diyeÖdeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks,Üç katlı komşu evini ripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye
Koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk
Diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye
Konuşanınız var mı?
Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları, star diye
Seyredeniniz var mı?
Virvirik dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı Kahve içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı,İnancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığına, talan edildiğine,Özün el diline özendiğine,
İçi yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi,Ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi,Ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor,
Dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum,
Göreniniz, bileniniz,Duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı ...
Hayal meyal hatırlayıp da,Sahip çıkanınız var mı?